BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

Cuma, Mart 02, 2012

İnsanlar Bir Tür Salgın, Bu Gezegenin Kanseri (!)

Son zamanlarda düşündüğüm onca şey var ki.. Adeta beynimin içinde inceden ince ye oyma tüneller açıyorlar.. Varlıklarını bir anlık da olsa kafamdan silmek istesemde olmuyor, hala kemirmeye devam ediyorlar.. Çünkü onlar sadece kafamdaki basit düşüncelerden ibaret değiller. Etrafınızı dikkatli gözlerle süzdüğünüz anda anlayacaksınız kimler yada neler olduğunu.. Dünya da “insan” olarak adlandırılsalarda ben pek emin değilim, “hepsi mi insan acaba(?)” diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Bu soruma daha sonra döneceğim tabi ki.. Öncelikle bir kaç şey paylaşmak istiyorum. Yapılan araştırmalara göre dünyanın taşıma kapasitesinin yavaş yavaş dolduğundan bahsediyorlar. Nasıl ağzına kadar su dolu bardağa bir damla su bile ekleyemiyorsak, dünyanın da yavaş yavaş bu duruma dönüşmek üzere olduğunu belirtiyor, bazı bilim adamları...
Bir arkadaşıma bilim adamlarının yaptığı bu araştırmadan bahsettim ve verdiği cevap çok ilgimi çekti: “İnsanlar da hayvanlar gibi ormanlara çekilse, teknolojiden uzak dursa yine de Dünya’nın taşıma kapasitesi dolar mıydı?” Neye göre(?), kime göre(?) doluyor bu kapasite...
İşte cevap;
Elimizde hızla artan bir dünya nüfusu ve buna bağlı olarak da ihtiyaç duyduğumuz kaynaklar var. Sürekli kullanılan bu kaynakların telafisi var mı? –Hayır yok. Sadece alternatif kaynaklar kullanabiliriz, tabi onlar da tükenene kadar.
Önce hemfikir olmamız gereken bir konu var.. İnsanların ihtiyaç duyduğu yada takip etmek zorunda olduğu teknolojiye  gerekli ham madde sağlamak amacıyla, alternatif enerji kaynaklarına yönelmemiz gerektiği... Bunlar günümüzün gerektirdiği yada gerektireceği termik santraller, nükleer santraller, hidroelektrik santraller, barajlar...
Ne kadar görmek istemesekde; bizlerin nükleer santrallere, hidroelektrik santrallere fazlasıyla ihtiyacı var. Aramızdan kimileri çıkıp nasıl oluyorsa çevre sevdalısı çıkıyor ve ortalığı bir anda bulandırıyor. Ona karşıyız buna karşıyız.. “Önce kullandığın son model arabayı sorgula o zaman yada elindeki cep telefonunu”.. diyesi geliyor insanın. Elinde ne kadar para varsa oraya buraya saçan, park, bahçe, ormanları yakıp yıktıran zengin amcamız, doğal güzellikler sevdalısı birisi olarak çıkıyor birden karşımıza... Bu zihniyet anladığım kadarıyla “istemem yan cebime koy” anlayışı oluyor.
Bazı insanlarda var ki onlar en vahim durum da olanları sanırım. Kafasındaki bilgiler yıllar öncesinde kalmış, üzerine pek birşey (hatta hiçbirşey bile denilebilir) koymamış, araştırma duygusundan zaten çok uzak olan insan profili... Karşımda durmuş onlarca mühendisin yapmış olduğu sanat yapılarını eleştiriyor... Başka yere yapsalar daha iyi olurdu deyip bir de yer gösteriyor, kendinden emin bir şekilde...
Yine aynı kişi, alternatif enerji kaynakları anlatıyor, en organiğinden.. Enerji üretmek için harcadığı enerji hayli bir fazla.. Ama harcadığı enerjiye bakmadığı için kendisine oldukça mantıklı geliyor. Bir şey icat ettiğini sanıp bir gaza geliyor (...), pislik atmadığı meslek dalı kalmıyor.
Teknolojiyi uzaktan yakından takip eden bir insan gidip de bir diğerine ben senden daha çevreciyim demesin, çünkü değildir. Objektif baktığımız zaman, herkes bu çorbaya bir topak tuzu ufaladı, karıştırdı. Bundan sonra bizlerin geçmişi değil geleceği konuşması gerekir, dersler çıkarmak gerekir, hayatta uygulamak gerekir. Kahve muabbetleriyle bilgiçlik taslamak, sağdaki soldaki meslek gruplarına pislik atmak bizleri bu yoldan kurtarmaz.
Ne yapmak gerekir diye düşünecek olursanız eğer, bir kaç fikrimi sunmak istiyorum.. Birilerinin dediği gibi 3’er 5’er çocuk yapmak olmaz. Artan nüfus artışı teknolojiye olan talebi artırır. Bu da daha fazla enerji demek. Çoğalmayın. Yaşanılabilir bir ÇEVRE için, şahsi çıkarlarınızı unutun. İmar planı içinde bir kaç ağaç topluluğu mu var, bırakın kalsın.. Kesip yerle bir etmeyin.. Öbür tarafa götüremeyeceğiniz paranızdan harcayın, fedakarlık yapın.. Şimdiye kadar her şey insan içindi, şimdiden sonra her şey ÇEVRE için mantalitesine sahip olun. Bunları yaparkende sözde değil özde olun.
            Yazımın en başında belirttiğim soruya gelmeden önce, bir filmde geçen konuşmayı birebir sizlere aktarmak istiyorum: (Film: Matrix , Sahne: Morpheus- Ajan Smith Speech)
-I'd like to share a revelation that I've had during my time here. It came to me when I tried to classify your species and I realized that you're not actually mammals. Every mammal on this planet instinctively develops a natural equilibrium with the surrounding environment but you humans do not. You move to an area and you multiply and multiply until every natural resource is consumed and the only way you can survive is to spread to another area. There is another organism on this planet that follows the same pattern. Do you know what it is? A virus. Human beings are a disease, a cancer of this planet. You're a plague and we are the cure.”
Şimdi soruyorum:
---Gerçekten insan mıyız yoksa virus mü?
           

Pazartesi, Ocak 23, 2012

İçme Suyu İsale Hatlarında Kullanılan Boru Tipleri

Düktil Demir Boru


Genel Bilgi
Demir borular sınıfında son yıllarda en gelişmiş ürün olarak tercih edilen borular düktil demir borulardır. Düktil Demir Borular, santrifüj döküm tekniği ile üretilmiş dökme demir borulardır. Normal dökme demirde grafitler lameller şeklindedir ve bu kırılgan bir yapıya neden olur. Duktil dökme demir ise küresel grafitli bir yapıya sahiptir. Bu döküm tekniğiyle üretilen borular normal dökme demir boruların korozyona dayanım, aşınma direnci, işlenebilirlik, ve yorulma mukavemeti gibi üstün özelliklerine çekme dayanımı, darbe direnci ve uzama kabiliyetlerini de eklemektedir. Demir Düktil Borular santrifüj döküm tekniği ile üretilmekte, ısıl işlemden sonra çinko kaplama yapılarak, teste tabi tutulmakta beton kaplama ve kurutma işlemlerinden sonra bitümle kaplanarak kullanıma hazır hale gelmektedir.

Düktil boruların tercih nedenleri;
İsale hatlarında projelendirme aşamasında malzeme birim fiyatının yanında ömür boyu maliyet,uzun ömürlü kullanım düşük işletme masrafları, montaj kolaylığı, bakım ve onarım maliyetleri gibi özellikler de boru seçiminde dikkate alınmalıdır.Düktil Demir Boruların ekonomik ömrü 50 -60 yıl olarak alınmaktadır. Düktil demir borular, içten pozitif/negatif basınç ve su darbesi, dıştan yer hareketleri nedeniyle oluşan aşırı yüklere karşı koyabilme özelliğine sahiptirler. Ağır trafik yükü, yer hareketleri nedeniyle oluşan kaymalar ve gömülü boru üzerindeki toprak yükü gibi etkenler yeraltında döşenmiş olan borular üzerinde aşırı ağırlık etkisi oluşturmaktadır. Farklı malzemelerden üretilen borularla yapılan testler, düktil döküm boruların yaygın ve noktasal yüklere karşı çok daha dirençli olduğunu göstermiştir. Düktil demir borular, deforme olmadan esneyebilme özellikleri açısından, ağır yük etkisi karşısında çelik profillere benzemektedir. Bu özelliği, düktil demir boruların olağandışı yükler ve etkiler karşısında isale ve dağıtım hatlarının sağlıklı olarak hizmet vermesini sağlamaktadır. Düktil demir boruların korozyon dayanım özelliği, laboratuvarda ve sahada yapılan testlerle de ortaya çıkmıştır. Bu testlerin sonuçları düktil demir boruların, herhangi bir koruma önlemi alınmadan 100 yıldan uzun süre toprak altında kullanılan gri dökme demir borulardan daha üstün korozyon dayanımına sahip olduklarını göstermektedir. Birçok toprak cinsinde, düktil demir boruların korozyona karşı korunmasına gerek yoktur. Ancak nadir olarak karşılaşılan korozif özellikli topraklarda ise, boruların dış yüzeyinde polietilen kılıfların kullanılması gibi ekonomik çözümler de geliştirilebilir. Düktil demir borularda dökümün üstün fiziksel özellikleri ve yüksek dayanımı, taşıma ve montaj aşamalarında olabilecek darbelere karşı boruları korur. Bu özelliği deprem bölgelerinde ve hareketli zeminlerde tercih edilmelerini sağlamaktadır. Çok çeşitli ek ve bağlantı parçalarının olması, düktil demir boruların saha montajlarının, diğer borulara göre daha pratik yapılmasını sağlamaktadır. Düktil demir boruların döşenmesi için karmaşık projeler hazırlanmasına gerek yoktur. Çünkü bu boruların sahada kolaylıkla kesilebilme ve delinebilme özellikleri bulunmaktadır. Muflu-geçmeli bağlantıları olan düktil demir borular, az sayıda personel ve makine ile hızlı ve ekonomik montaj olanağı sağlamaktadır.
Çelik Boru


Genel Bilgi
Çelik borular Amerika Birleşik Devletleri’nde isale hatlarında 1850’lerin ilk yıllarından itibaren kullanılmaya başlandı. Önceleri çelik boru çelik levhaları ve plakaları yuvarlayarak, boru biçimine getirmek ve ek yerlerini perçinlemek suretiyle üretilmekteydi. Boru üretimine oldukça uygun olan bu yöntem bazı iyileştirmelerle birlikte 1930’lara kadar devam etti. Günümüze göre, o zamanda kullanılan çeliklerin oldukça düşük çekme kuvvetlerinin olması ve soğuk perçinli veya soba borusu şeklinde bir birinin içine geçmiş bağlantıların düşük verimli olmaları nedeniyle önceleri proje mühendisleri emniyetli proje basıncı olarak düşük değerler belirlemişlerdir. Yıllar boyunca perçinli boru üretim yöntemleri geliştikçe ve daha yüksek mukavemetli çelikler üretildikçe proje basınçları da buna bağlı olarak arttırıldı. 1930’lu yıllardan sonra perçinli boruların yerini kaynaklı borular aldı. Kaynak yönteminin gelişme döneminde proje basıncı konusunda önemli bir yenilik getirildi. O zamana kadar son çekme kuvvetinin dörtte biri kadar olan bir emniyet faktörü ile çalışmak genel bir uygulama idi. Kaynaklı boruların üretimi arttıkça proje basıncı olarak akma kuvvetinin %50’sini kullanma düşüncesi genel olarak kabul gördü. Spiral biçiminde şekillendirilmiş kaynaklı boru 1930’ların başlarında geliştirildi ve yoğun olarak kullanıldı. Çelik boruların birçok kullanım alanı mevcuttur. Bunlardan bazıları; su dağıtım şebekeleri, isale hatları, ana dağıtım hatları, cebri borular, su kemerleri, tasfiye tesisi boru donanımları, üst geçişler, su altı geçişleridir.

Çelik boruların içmesuyu alanında kullanımı
Çekme dayanımı çok yüksektir. Sarp yamaçlarda heyelan ve deprem bölgelerinde kullanılmaya elverişlidir. Baş bağlanması çok çeşitli şekillerde yapılabilir. En güvenilir ve ucuz olanı kaynakla bağlantıdır. Açıkta ayaklar üzerinde götürülebilir. Derin hendeklerde büyük toprak basınçlarında ovalleşme yönünden dayanıklıdır. Yüksek işletme basınçlarında çalışmaya uygundur. Çok geniş üretim standardı vardır. 100 mm den 4000 mm çapa kadar üretim yapılabilmektedir. Muflu bağlantılar sayesinde küçük açılı dönüşler dirsek kullanılmadan dönülebilir. Yüksek basınç altında çalışan hatlarda suyun hareketinden dolayı oluşan itki kuvvetlerine karşı genellikle tespit kitlesi yapılmadan karşı koyabilir.

Su darbesi:
Su darbesi; bir borudan akan bir sıvının akış hızında herhangi bir nedenle oluşan bir değişikliğin boru hattındaki basıncın değişmesine sebep olmasıdır. İçinde bir sıvı akan boru sisteminin mansap tarafında bulunan bir kapağın ya da vananın kapanması boru hattında basıncın artmasına, açılması ise düşmesine neden olur. Benzer şekilde membada bir kapağın/vananın kapanması basınç düşmesine, açılması ise basınç artışına neden olur. Bu durumun hattın cazibeli ya da terfili olması ile bir ilgisi yoktur. Terfili hatlarda pompanın açılması ani vana açılmasıyla ya da kapatılması ani vana kapatılmasıyla aynı etkiyi yapacaktır. Nitekim enerji santrallerindeki cebri boru hatları da terfili olmamasına rağmen, türbin durmasında oluşacak yüksek basınçlar için denge bacası yerleştirilir. Çelik boru hatları projelendirilirken su darbesi analizleri yapılmalı gerekli tedbirler alınmalıdır

Korozyon:
Çelik Boruların en önemli dezavantajı olan korozyona karşı isale hatlarında katodik koruma ve borulara iç ve dıştan kaplama yapılması gereklidir. Korozyon metal ve alaşımlarının bulundukları ortamın kimyasal ve elektrokimyasal reaksiyonlar sonucunda metalik özelliğini kaybederek amacına hizmet edememesidir. Korozyon sonucunda hem boru hattı hasar görür, hem taşınan su ve sıvılar gereksiz yere sarf edilir. Borunun korozyonu ile boru içerisindeki sıvının doğaya yayılmasıyla çevre kirlenir ve boru içindeki sıvı ve korozyona uğrayan metalde fazla miktarda emek ve enerji harcayarak elde edildiğinden gereksiz yere enerji harcanmış olur.

Korozyona etki eden faktörler:
1-Toprağın kimyasal kompozisyonu;
Toprağın yapısını oluşturan kompozisyonu ve bu kompozisyonun içinde bulunan metal, ametal, tuz, asit gibi oluşumlar korozyona ve korozyon hızına önemli bir şekilde etki eder.

2-Toprağın rutubeti; Toprağın içinde bulunan rutubet toprağın yapısında bulunan baz ve tuzları çözerek boru yüzeyinde korozyon hızını artırır.

3-Mikrobiyolojik etkiler; Toprağın içinde bulunan mikrobiyolojik canlılar toprağın içinde indirgeme ve yükseltgenme işlemi yapmaları nedeniyle korozyon hızını artırır. Bu nedenle mikro biyolojik canlılarda korozyona hızlandırıcı bir etki yapmaktadır.

4-Sıcaklık; Korozyon hızına boru güzergahının bulunduğu ortamın ısısı direk etki etmektedir. Isının artmasıyla korozyon hızı da artmaktadır. Güzergah ısısının azalmasıyla da korozyon hızı azalmaktadır.

5-Toprağın P.H.ı; Toprağın p.H. değeri boru güzergahında asitik veya bazik özelliğini veya nötral ortamda olup olmadığını belirtir. Toprağın asitik ve bazik özellikte olması korozyon hızını artırır. Toprağın p.H. değeri 0- 6 arasında ise asitik, 6-8 arası nötral, 8-14 arasında bazik yapıda olduğunu gösterir.

6-Toprağın özgül direnci; Çeliğin korozyonuna etki eden en önemli faktör toprağın özgül direncidir. Toprağın özgül direncinin düşük olması boru yüzeyinde elektron alış verişi için fazlaca engel teşkil etmemesi nedeniyle kimyasal ve elektrokimyasal reaksiyonlar daha çabuk oluşmasına bu ise daha hızlı bir korozyon oluşmasına neden olmaktadır. Çeşitli literatürler toprağın özgül direncine göre korozif özelliğini aşağıdaki şekilde sınıflandırmışlardır. 

TOPRAK DİRENCİ (Ohm x cm) KOROZİF ÖZELLİĞİ
0-1000 ohm x cm Çok korozif
1000-5000 ohm x cm Korozif
5000-10000 ohm x cm Az korozif
10000'den yukarısı Korozif değil .
Yukarıdaki sınıflandırmada ölçülen özgül direnç değerlerine göre zeminin koroziflik değeri yukarıda verilen kriterlere göre değerlendirilir. Gerekli önlemler bu değerlendirmelere göre yapılır. Ayrıca toprağın PH değeri ve kaçak akım değerleri de dikkate alınarak gerekli koruma önlemleri alınır.

7-Kaçak akım kaynakları; Korozyonun hızına kaçak akım kaynakları da etkilemektedir. Herhangi bir doğru akım kaynağından çıkan elektronlar direncin düşük olduğu noktada boruya girer ve yine direncin düşük olduğu noktadan borudan çıkarak devresini tamamlar. Elektronların boruya giriş noktasında herhangi bir korozyon oluşmaz ancak boruyu terk ettiği noktalarda hızlı bir korozyon söz konusu olur. Bu nedenle zemin etüdü sırasında şartname gereği kaçak akım kaynakları da etüd edilmelidir.

8-Diğer metalik yapılar; Korozyon hızına korunacak yapının yakınında bulunan yabancı metalik yapılarda etki eder. Bu metalik yapıların katodik korumalarının olup olmadığı araştırılmalı ve gerekli önlemler buna göre alınmalıdır.

HDPE Borular

Genel Bilgi
Polietilen, çok çeşitli ürünlerde kullanılan bir termoplastiktir. İsmini monomer haldeki etilenden alır, etilen kullanılarak polietilen üretilir. Plastik endüstrisinde genelde ismi kısaca PE olarak kullanılır. Polietilenin üretim şekli, etilenin polimerizasyonu ile olur. Teknolojideki ilerlemeler, plastik hammadde üretiminde de önemli gelişmelerin yaşanmasını sağlamıştır. 1950'li yıllarda geliştirilen düşük yoğunluklu polietilen (PE 32-LDPE), ilk kez içmesuyu boruları için kullanılmıştır. Daha sonra PE 63 hammaddesi geliştirilerek yüksek basınç gerektirmeyen sistemlerde kullanımı başarı ile uygulanmıştır.
 PE boru ve aksesuarları bütün dünyada ve Türkiye’de yer altı ve yerüstü şebekelerinde, sulama sistemlerinde, kanalizasyon ve drenaj sistemlerinde, deniz deşarjı ve atık su sistemlerinde, yangın suyu ve soğutma suyu sistemlerinde ve doğalgaz yer altı tesisatlarında kullanılmaktadır. Polietilen boru ve ek parça üretiminde kullanılan hammaddeler MRS (Minimum Gerekli Dayanıklılık-Minimum Required Strength) ile sınıflandırılırlar. MRS, malzemenin 20°C'de 50 yıl süre ile iç basınca gösterdiği mukavemet değeridir. MRS'ye göre PE malzemeler aşağıdaki tabloda olduğu gibi sınıflandırılır.
PE boruların tercih nedenleri;
-Yüksek esneme kabiliyetine sahiptirler. Bu sayede montajda kolaylık sağlarlar. Kopma uzaması minimum %600'dür.
-Kesin sızdırmazlık sağlar,
-Kanal dışında birleştirilebilir,
-Asgari ömrü 50 yıldır,
-Çatlama direnci, darbe direnci yüksektir.
-Yeraltı hareketlerinden etkilenmezler, kırılma özellikleri yoktur.
-Darbe dayanımı ve çatlak yayılma dirençleri yüksektir.
-UV ışınlarına dayanıklıdır.
-Katodik koruma yapılmasına gerek yoktur.
-Kimyasal maddelere karşı dirençlidir.

CTP (cam takviyeli plastik) Borular

Genel Bilgi
Cam takviyeli plastik (CTP), cam elyafı ile taşıyıcı bir matriks reçinenin birleştirilmesi ile elde edilen kompozit bir malzemedir. Cam elyafı takviyeli plastik, ortam koşullarına dayanıklı, esnek ama yeterli mekanik dayanıma sahip olmayan plastik(ör: polyester reçine) ile, yüksek mekanik dayanımlı cam elyafının bir araya getirilmesi ile elde edilen üstün nitelikli bir kompozit mühendislik malzemesidir. CTP malzemenin hammaddeleri doymamış polyester reçine ve cam elyafıdır.

Kullanım alanları;
• İçme ve ham su taşımacılığı ve dağıtımı
• Kent yağmur suyu altyapı hatları
• Basınçlı/basınçsız pis su ve ana tahliye borulama sistemleri
• Evsel ve sanayi atık su sistemleri borulama hatları
• Soğutma sistemleri borulama hatları
• Denizaltı borulama, deniz suyu alma ve soğutma hatları
• Kimyasal tesisleirn borulama hatları
• Enerji santralleri devridaim doldurma vd deşarj hatları
• Hidroelektrik santral hatları
• Petrol/kimyevi maddelerin taşınması
• Boru çakma ve eski şebekeye yeniden döşeme uygulamaları
CTP boruların tercih nedenleri;
• Çelik borunun ¼ aralığında, beton borunun 1/10 ağırlığındadır.
• Montajı hızlı ve kolaydır.
• Taşınması için ağır ekipmanlara gerek yoktur, taşıma maliyeti ucuzdur.
• Hafif oluşu uzun boylarda itme kolaylığı sağlar.
• Aşırı yüksek pH koşullarında da kullanılabilir.
• Elektiriği yalıtır, indüksiyon yer akımından etkilenmez.
• Koruyucu kaplama veya astar ihtiyacı duyulmaz.
• Boru cidarında korozyondan dolayı çukurlar oluşmaz
• Pahalı katodik koruma gerektirmez
• Pahalı olan ve iç ve dış kaplamaya ihtiyaç göstermez.
• Düz olan iç yüzeyi nedeniyle sürtünme kaybı minimumdur, uzun ömrü süresince bu üstünlüğü değişmez.

Çarşamba, Ocak 18, 2012

Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği - Deniz Deşarjları

    Madde 33 - Denize kıyısı olan yerleşimler ve kıyı bölgelerinde bulunan endüstriler için, alıcı ortamda yeterli seyreltme kapasitesinin bulunduğunun ayrıntılı mühendislik çalışmaları sonucunda kanıtlanması halinde, atık suların ve soğutma sularının deniz deşarjlarıyla bertarafına izin verilir. Bu durumlarda evsel ve endüstriyel atık sular için alıcı ortama doğrudan deşarj için belirlenmiş olan deşarj standartları uygulanmaz. Arıtılmamış suların ve soğutma sularının değişim ve seyreltme potansiyeli düşük olan yarı kapalı koy ve körfezlere, coğrafi şartlar nedeniyle derin deniz deşarjı yapılması zorunlu olursa, yapılacak deşarjın alıcı ortamdaki ekolojik dengeleri bozmayacağı ve özellikle ağır metaller, nütriyentler ve "Tehlikeli ve Zararlı Maddeler Tebliği" nde belirtilecek diğer maddelerin birikim yapmayacağı, bir çevresel etki değerlendirme çalışmasıyla ispat edilirse, bu Yönetmeliğin 42 nci maddesi uyarınca izin verilir.
Madde 34 - Derin deniz deşarjı için Büyükşehir Belediyeleri (Büyükşehir belediyelerinin de İller Bankası Genel Müdürlüğünün görüşü ve Çevre Genel Müdürlüğünün uygun görüşünü alması esastır) dışındaki Atık su Altyapı Tesisleri Yönetimleri, endüstriler, kurum, kuruluş ve işletmeler ile tatil siteleri tarafından, bu Yönetmeliğin 42 nci maddesi uyarınca derin deniz deşarjı izin belgesi alınması esastır. Bu tür deşarjdan önce sadece sınırlı düzeyde bir arıtma yapıldığı için, deniz ortamının korunabilmesi amacıyla, derin deniz deşarjıyla alıcı ortama verilebilecek atık su özellikleri sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırmalar aşağıda belirtilmektedir:
    A) Alıcı sulara derin deniz deşarjının yapılabilmesi için atık suların "Tehlikeli ve Zararlı Maddeler Tebliği" nde sözü edilen maddeleri aynı Tebliğde belirtilen sınırların ötesinde içermesi gerekir.
    B) Derin deniz deşarjına 33 üncü madde uyarınca izin verilebilecek atık suların özellikleri Tablo 22'de verilmiştir. Bu Tablodaki sınır değerlerden fazla veya verilen parametrelerin dışında kirletici özellikler ihtiva eden suların denize boşaltımına izin verilmez. 


    Madde 35 - Atık suların derin deniz deşarjlarıyla bertaraf edilmesi durumunda, alıcı ortamları için uygulanacak olan derin deniz deşarjı kriterleri Tablo 23 de düzenlenmiştir. Deşarj sistemlerinin tasarımında ayrıca aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır: (http://www.adanahen.gov.tr/site/index.php?view=article&id=76)
    A) Denize bu Yönetmelikle verilebileceği kabul edilen atık suların deşarj edilebilmesi için projedeki ilk seyrelme S1 değeri 40'ın altında bulunmamalı, tercihen S1= 100 olmalıdır. Bu seyrelmelerin tespiti için gerekli bilgiler "Teknik Usuller Tebliği" nde verilecektir.
    B) Minimum deşarj derinliği 20 m. Olmalı, eğer 20 m. Derinliğe inmek ekonomik olarak mümkün değilse, difüzör hariç deşarj boru boyu ortalama kıyı çizgisinden itibaren Tablo 24'te gösterilenden az olmamalıdır. 


    Tablodaki nüfus değerlerinden daha büyük yerleşim, faaliyetler ve sanayu kuruluşlarından "Önemli Kirletici Kaynak" sınıfına girenler için deşarj boru boyu, ön veya tam arıtma alternatifleri ile birlikte ele alınarak bulunur.
    C) Yaz aylarında T90 değeri Ege ve Akdeniz'de en az 1.5 saat, Karadeniz'de ise 2 saat alınabilir. Kış aylarında T90 değerlerinin daha yüksek olacağı ve ortalama 3-5 saat civarında bulunacağı göz önünde tutulmalıdır.
    Madde 36 - Yukarıda açıklanan temel kriterler gözetilerek hazırlanan derin deniz deşarj projelerine, İller Bankası Genel Müdürlüğünün görüşü ve Çevre Genel Müdürlüğünün uygun görüşü alınmak suretiyle Büyükşehir belediye hudutları içerisinde Büyükşehir Belediye Başkanlıkları Büyükşehir belediye hudutları dışında ise mahallin en büyük mülki amirlikleri tarafından bir izin belgesi verilir. Ancak, deşarj edilecek maksimum atık su debisinin 50 m3/gün değerinden küçük olması halinde projeyle başvuruyu takiben izin alma mecburiyeti yoktur. Bu durumda sadece Tablo 22'de belirtilen sınır değerlerine uyulması gerekir. Ancak ilgili idare tarafından belirli bir deniz ortamına deşarj yapmış olan ve yapabilecek diğer atık su kaynaklarının topluca deniz suyu kalitesi üzerinde olumsuz etkileri göz önüne alınarak debisi 50 m3/gün den küçük boşaltımlar da izine bağlanabilir. İzin için gerektiğinde 35 nci maddede öngörülen daha sıkı kriterler ve tedbirler ilgili idarece istenebilir.
    Deniz suyu hareketleri kısıtlı olan yarı kapalı koy, körfez, haliç, nehir ağzı, lagün ve benzeri ortamlara deşarj için ilgili idareden izin alma mecburiyeti proje debisi 50 m3/gün den küçük olan derin deniz deşarjları için de geçerlidir. Diğer taraftan, talep edilen derin deniz deşarj izni, bu Yönetmelikte öngörülen teknik şartlar uyulacağı belgelense bile, Çevre Genel Müdürlüğü görüşünde alıcı ortam özellikleri yönünden sakınca görülmesi halinde verilmez.
    Madde 37 - Bu Yönetmeliğin esaslarına uymak şartı ile, alıcı su ortamlarına her türlü evsel ve/veya endüstriyel nitelikli atık suların doğrudan deşarjı için idareden izin alınması mecburidir. Her atık su deşarjı için bu Yönetmelik çerçevesinde idarenin istediği çıkış suyu kalitesinin ve diğer şartların sağlanması gerekir. Alıcı su ortamına her türlü atık su deşarjı izni için, Mahalli Çevre Kurullarının alacağı karar ve görüşler doğrultusunda Büyükşehir belediye hudutları içerisinde Büyükşehir Belediye Başkanlıkları, Büyükşehir belediye hudutları dışında ise mahallin en büyük mülki amiri yetkilidir. Alıcı su ortamının çok yoğun bir şekilde kirletilmiş olduğu yörelerde doğrudan alıcı su ortamına yapılacak deşarjlar için deşarj izni, Çevre Genel Müdürlüğünün uygun görüşü alınarak verilir. Bu yörelerle ilgili yer ve sınır belirlemeleri ve uygulanacak diğer işlemler, Çevre Genel Müdürlüğünce tespit edilir.
    Deşarj izninin verilmesine ilişkin esaslar aşağıdadır:
 A) Atık su deşarjı için idare tarafından verilen izin 3 (üç) yıl süre ile geçerlidir.
 B) İlgili idare, bir alıcı su ortamının, mevcut kullanım amaçlarının olumsuz yönde etkilenmesini önlemek veya kalitesini düzeltmek amacı ile alıcı su ortamına deşarja izin vermemek veya deşarjlara bu Yönetmelikte öngörülen sınırların ötesinde kısıtlamakla yetkilidir.
    Madde 38 - Atık su altyapı tesisleri yönetimleri ile deşarj izni alan kurum, kuruluş ve işletmeler, tesislerini kurup işletmeye aldıktan sonra da alıcı su ortamına izin belgesinde öngörülenin ötesinde kirletici atmamaya ve atık su deşarj standartlarını aşmamaya kanunen yükümlüdür. İzin sahibi olmak, bu nedenlerle cezai ve hukuki müeyyidelerden kurtulmayı gerektirmez.
   
Madde 39 - Atık su deşarj izni aşağıdaki durumlarda sınırlandırılabilir veya geri alınabilir.
    A) Deşarjın izin verildiği şekilde kullanımı esnasında alıcı su ortamının mevcut veya ileriye yönelik kullanım amaçlarına olumsuz etkiler yaptığı tespit edildiğinde,
    B) Atık su deşarj izni verilirken idare tarafından konulmuş hükümlere uygun şekilde deşarj yapılmaması halinde.
    Madde 40 - Alıcı su ortamına deşarj için başvuru ve deşarj izin formu örneği ve açıklamalar "İdari Usuller Tebliği" nde verilir. İzin talep eden kişi veya kuruluş izin başvurusunda bu formları gerçeğe uygun şekilde doldurmakla yükümlüdür.
    Madde 41 - Bir alıcı su ortamında atık su deşarjından dolayı bazı olumsuz etkilerin oluştuğunun belirlenmesi halinde veya bu deşarjdan dolayı zarar gören veya zarar görmesi muhtemel olan 3 ncü kişiler izni veren idareye delilleriyle birlikte başvurarak, deşarj iznine itiraz etme hakkına sahiptirler. Yasal yollardan yapılacak bu itizarların uygun bulunması halinde, deşarjı yapanlar gerekli iyileştirme tedbirlerini almak mecburiyetindedirler.
    Madde 42 - Derin Deniz deşarj izni aşağıdaki esaslar çerçevesinde verilir:
    A) Derin deniz deşarjı izni, İller Bankası Genel Müdürlüğünün görüşü ve Çevre Genel Müdürlüğünün uygun görüşü alınmak suretiyle Büyükşehir belediye hudutları içerisinde ilgili Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Büyükşehir belediye hudutları dışında ise mahallin en büyük mülki amiri tarafından en geç altı ay içinde verilir. Başvuruda hazırlanan derin deniz deşarjı projesi sureti, amaçlanan ve gözetilen deniz kalite özelliği, tesislerinin kurulacağı deniz bölgesinin ekonomik, topografik, batimetrik, su ürünleri ve benzeri kullanımla ilgili çeşitli özellikleri ile acil durumlarda ve elektrik kesintilerinde tedbirler, ileriye ait gelişme, genişleme ve proje değişiklik tahminleri izin başvurusunda yer alır. Derin deniz deşarjları için başvuru, izin formu örneği ve gerekli açıklamalar "İdari Usuller Tebliği" nde verilir.
    B) İzin üç (3) yıl süre ile geçerlidir. Bu süre içinde yükümlülüklerin yerine getirilmediği tespit edildiği taktirde daha önce verilmiş olan derin deniz deşarjı izni doğrudan veya Çevre Genel Müdürlüğünün talebi üzerin ilgili idare tarafından geri alınır. Atık su altyapı tesisleri yönetimleri ile izin alan kurum, kuruluş ve işletmeler tesislerini kurup işletmeye aldıktan sonra da denize projede öngörülenin ötesinde kirletici atmamakla ve gerek alıcı ortam, gerekse deşarj standartlarını aşmamakla yükümlüdür.
İdari usuller tebliğini buradan indirebilirsiniz: